- görülmedik
- καινοφανής
Türkçe-Yunanca Sözlük. 2010.
Türkçe-Yunanca Sözlük. 2010.
HÂRİKA — İmkânların üstünde olan şey, hayret uyandıran, hayranlık vren. Büyük ve görülmedik eser. Görülmedik derecede kıymetli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
emsal — is., li, Ar. emṣāl 1) Benzer Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı. E. E. Talu 2) Yaşıt, eş, denk Emsali bir üst derece maaş aldığı hâlde zavallı resim hocamız mağdur duruma düşmüş bulunuyordu. H. Taner 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fevkalade — sf., Ar. fevḳ + ˁāde 1) Alışılmış olandan ayrı, olağanüstü, beklenmedik, görülmedik, işitilmedik Çok güzel bir kadın, kumral, orta boylu ama çok mütenasip, fevkalade endamlı. R. H. Karay 2) Aşırı, çok fazla Eski kâtibe, şimdi fevkalade şık… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nadide — sf., Far. nādīde Az görülür, görülmedik, seyrek görülen, çok değerli El işi olmasına rağmen el değmeden yapılmış hissini veren bu nadide sanat eserine hayrandı. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEDİ' — (Bedia) Eşi, benzeri olmayan. Hayret verici güzellikte olan. * Garib. Acib. * Benzeri olmayan şeyleri vücuda getiren. Kimseye benzemeyen. İcad edici olan. * Hâlık ve Hallak ı Cihan olan. * Beğenilen. * Yeni bulunmuş ve görülmedik tarzda olan. *… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEDİ-ÜL BEYAN — İfadesi ve beyanı görülmedik güzellik ve gariplikte olan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEDİÜZZAMAN — Zamanın bedi i olan. Zamanında kendisi gibi görülmedik olan. Kimseye benzemiyen ve zamanın garib ve acibi bulunan. (Bak: Said Nursî)Bediüzzaman hakkında Said Nursî kelimesinde bir derece izahat verildiği için burada sadece kronolojik hayat… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HÂRİKULÂDE — Fevkalâde, âdetin hâricinde bulunan şey, eser. Görülmedik derecede. Son derece kıymet ve ehemmiyeti hâiz olan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUHTERİ' — Misli görülmedik bir şey icâd eden. İcâd eden. Yeni bir şey bulan. Yeni bir şey meydana getiren. * Uydurma şeyler ortaya atan. Müfteri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük